Dantel İlişkiler dantellerinizi bekliyor!
"... dokuyarak, örerek, ağ oluşturarak yazmak neden olmasın?
Okuma süresi: 5 dakika
Dantel İlişkiler’in 20. sayısına hoş geldiniz. Nasılsınız? Bugün 20. sayının şerefine size biraz Dantel İlişkiler’de şimdiye kadar neler olduğundan ve bundan sonra neler yapmak istediğimden bahsetmek isterim. Yazının sonunda bir de sizin dantellere dair hediyeli bir anonsum var.
Dantel İlişkiler’e geçtiğimiz Kasım sonunda başladım, o günden beri de -Şubat’taki iki haftalık minik bir arayı saymazsak- her Pazar akşamı mail kutunuza geliyorum. Bu e-bültene, yaşadığım şehir olan Marsilya’da başlattığım bir aşk ve sevgi temalı okuma kulübüne paralel olarak başladım. Bu okuma kulübünde birkaç insan arada bir toplanıyor, sevdiğimiz veya seçtiğimiz yazarlardan bir-iki sayfalık pasajlar okuyup üzerine tartışıyoruz. Son yıllarda toplumsal cinsiyet çalışmaları ve cinsellik alanında akademik ve profesyonel düzeyde çalıştığım; aşk, sevgi ve ilişkiler hakkında -bazen obsesif denebilecek seviyede- kitap, dizi, film gibi içerikler tükettiğim ve bahsettiğim okuma kulübünde de sevdiğim feminist referansları bolca tekrar hatırladığım için, bütün her şeyi burada birleştirmek istedim. Adını da Dantel İlişkiler koydum çünkü,
İlişkilerde de her şey önce bir iple başlıyor. İncecik bir ip, bir insanı diğerine çekiyor, yakınlaştırıyor, bağlıyor. İpler yan yana geldikçe, düğümler atıldıkça bağlar, hatta bir süre sonra da desenler ve örüntüler oluşmaya başlıyor. (…)
Dantel İlişkiler’de hem ağ hem bağ örüyoruz velhasıl…
““Çekiçle felsefe” (Nietzsche), “baltayla yazı” (Galeano) oluyorsa, dokuyarak, örerek, ağ oluşturarak yazmak neden olmasın?” diye soruyor Nurdan Gürbilek Örme Biçimleri kitabında. Bu soruyu, eril olduğu varsayılan yöntemler, araçlar ve konularda yazmayı “esas edebiyat” ya da “yüksek sanat” bellemiş bir yazı geleneğine karşı kadınlıkla ilişkilendirilmesinden mütevellit “düşük sanat” kategorisine sıkıştırılmış tüm yöntemler, araçlar ve konular adına düşünüyorum.1 Nitekim balta ve çekiç, güce ve dış dünyaya; örgü ipi ise zayıflığa ve eve has görüldü yüzyıllarca. Bunun edebiyat ve sanata yansıması da benzer bir yerden tekerrür etti.
Günümüzde bu kategorilerle ve geleneksel toplumsal cinsiyet rollerinin ikiliğiyle mücadele hala devam ediyor; fakat “düşük sanat”ı bile isteye, ‘arsızca’ sahiplenen insanların, başka bir deyişle kategori bükücülerin kazandırdıklarını da kutlamak gerek. Nurdan Gürbilek, aynı kitabında bu değişimi şu kelimelerle izliyor:
“Kadınlar yakın zamana kadar, hatta dünyanın birçok yerinde bugün de bir the needle or the pen (“dikiş iğnesi mi, kalem mi?”) bölünmesiyle yazabildiler. “Sabah dikiş, öğlen yemek, akşam şiir” kolaylığından çok, dikiş dikmeyi ya da örgü örmeyi eve kapatılmışlığın, zihinsel alandan dışlanmışlığın simgesi olarak karşılarına alarak yazdılar. (…) “The needle or the pen” zamanla “the needle as the pen”e (“kalem olarak dikiş iğnesi”), o da neden sonra “the needle and the pen”e (dikiş iğnesi ve kalem”) dönüşebildi.”
Ne kadın olmanın yazmaya ne de yazmanın dikiş dikmeye engel olduğu bir dünyada insanlar hem dikiş dikercesine yazmaya hem de kadınlığı, rolleri ve cinsiyet kategorilerini sarmalayan ağların ilmeklerini birer birer çözmeye başlıyorlar. İlmekler çözüldükçe boşa çıkan ipleri kullanarak yeni anlatılar yaratma ihtiyacı doğuyor. Bunu yaparken hangi motifi temel alacağımız sorusu ise bazen özgürlüğümüzün bazen de kaybolmuşluk hissimizin sınırlarını çiziyor. Belki de bu yüzden dikiş iğneleri, kalemler ve bunların ucundan çıkan ağların buluştuğu bir düğüme uzanıyoruz: İlişkilere.
Dantel İlişkiler tam da bu düşüncelerin işaret ettiği bir iğne deliğinden çıktı işte. Böylece bir elimde dikiş iğnesi, bir elimde kalem başladım yazmaya ben de. İlişkiler, aşklar, sevgiler, kadınlıklar, danteller, dikiş iğneleri ve kitaplar… birinden birini seçmek zorunda bırakılmadan, tüm bunlar arasında ağlar örmenin mümkün olabilmesini kendine şans bilen bir yerden devam ediyorum. Dantel İlişkiler’de aşk, sevgi ve ilişkiler hakkında, toplumsal cinsiyet imbiğinden geçmiş kişisel deneyimleri ve çeşitli okumalardan notları topluyorum son 5 aydır. Amacım, aşkı ve sevgiyi, edebiyatı ve dikişi, ilişkileri ve bağları bir yerlere işlemeye devam etmek, bir ters bir düz.
Buraya, uzunca bir süre birkaç arkadaşım dışında kimseyle paylaşmadan devam ettim. Bir totem yaptım kendimce, eğer “şu” olursa o zaman paylaşmaya başlayacağım dedim. O şey şuydu:
Bahar güzel haberlerle geliyor: Dantel İlişkiler NewsLab Türkiye’nin düzenlediği Creative Lab programına kabul edildi, asın dantelleri! Mayıs’a kadar düzenlenecek olan atölyelerle burayı daha nasıl şenlendirebilirim diye düşüneceğim.
Creative Lab, Mart sonunda başladı ve çeşitli eğitimlerle son hız devam ediyor; okuyorsalar buradan tüm Creative Lab ekibi ve katılımcılarına selamlar!
Bu süreçte aynı zamanda daha önceden beri takip ettiğim ve Dantel İlişkiler’le birlikte takip etmeye başladığım harika bültenleri okuma, tekrar keşfetme fırsatım oldu.
Sevgili
’nun muhteşem bültenlerini takip etmiyor olamazsınız ama bülten’i de nasıl konuşurum’u da ayrı ayrı çok beğendiğimi söylemiş olayım. Kendisine bu süreçte kendimi desteklenmiş hissettirdiği için bolca teşekkür ve öpücük buradan.Ben bir kovboy kızla tanıştım ve o günden beri de e-bülteninin müdavimi oldum:
’ın Kovboy Kızlar da Hüzünlenir’de kendisi kadar rengarenk bir dünyası var. Dantel İlişkiler’e bir röportaj çayına çağırmıştım kendisini, sohbetimiz şurada:20’liğin yaratıcısı
, 20’likte harika işler çıkarıyor uzun zamandır. Yakın zamanda 20’lik derginin çıkacağını da duyarak yüzümüzü güldürdü, buradan yolu açık olsun diyoruz.Üretim Kaydı’nın kalite kokan röportajlarına da bir selam buradan! Yaratıcısı
’yle dolaylı yollardan tanıştık diyelim şimdilik, ayrıca da denk geliriz umarım.
Bu sayıyı bitirmeden önce, yazının başındaki anonsa dönüyorum ve biraz da hep birlikte örelim yahu şu dantelleri diyorum, siz ne dersiniz? Dantel İlişkiler’de isminizle ya da isimsiz şekilde paylaşılmasını istediğiniz,
🧵 Herhangi bir ip işiniz (dantel, kanaviçe, nakış, makrame, örgü gibi) ve/veya
🔗 İlişkilerde bağ kurmakla ilgili anlatmak istediğiniz bir hikayeniz ve/veya
💬 Dantel İlişkiler’e dair herhangi bir sorunuz, yorumunuz veya iki çift lafınız varsa
anlatmak, göstermek, paylaşmak, yazmak, konuşmak, dayanışmak veya kısaca hem dikiş iğnesini hem de kalemleri ele almak için aşağıdaki formu doldurabilirsiniz. Formu dolduran 20. güzel kişiye, Dantel İlişkiler’de şimdiye kadar konu ettiğim şu 3 kitaptan bir tanesini hediye edeceğim isteğe göre:
bell hooks, hep aşka dair
Sally Rooney, Normal İnsanlar
Ursula K. Le Guin, Kadınlar, Rüyalar, Ejderhalar
Haftaya görüşürüz.
Dantel İlişkiler’i Instagram’da takip etmek ister misiniz?
Bu “yüksek sanat” - “düşük sanat” ayrımının referansı da işte şurada: Jaudon, V. & Kozloff, J. (1978) Art Hysterical Notions of Progress and Culture. Heresies 4: 38-42. https://www.valeriejaudon.com/wp-content/uploads/2011/06/Jaudon_1977_1978.pdf
Utanır insan böyle güzel olunur mu, bunlar nasıl sözler!? 😍 Nefis bir sayı olmuş ve bu muazzam sayıda bana da yer vermen beni inanılmaz mutlu etti. Harika birisin ve seninle tanışmış olmayı çok güzel bir şans olarak görüyorum. Varlığınla, ürettiklerinle ilham ve bilgi saçıyorsun, nefis dantellerinle birlikte!
HEY TUĞBA, HEY DANTEL İLİŞKİLER İPLİKLERİNİZ IŞIK SAÇIYOOR!🪡🩵🧵❤️🔥
Çok sevgi, çok tebrik ve bir gün yüz yüze gelmenin hayali ile seni çok çok çok çok öpüyorum ve sımsıkı kucaklıyorum <3